Tecrübesizler işe giremiyorsa, mezun olunca ben nasıl işe gireceğim?

Umut OFLAZOGLU
3 min readMay 29, 2022

--

Bir süredir bu konu üzerinde bir şeyler yazıp çizmek istiyordum. Fakat bugün gördüğüm Umut Kılınç tarafından hazırlanmış bir Linkedin gönderisi beni bu konuda tetikledi. Umut Hanım’a da buradan teşekkürler.

Konulara realistik bakış açısıyla bakma, bir problem varsa dönüp kendine bakma, şartlardan şikayet etme yerine çabalama gibi konularda sürekli çevremle konuştuğum için beni tanıyanlar bu yazıyı okurken, “Klasik Umut.. Yine analizini konuşturmuş” deyip gülümseyeceklerdir. Hepsine selam olsun.

Yazıyı, yeni nesil arkadaşların iş hayatındaki adımlarını yakından gözlemleme şansına sahip ve onları telkin etmeye çalışırken gördükleri karşısında şaşkınlık geçiren girişimci şapkamla yazıyorum.

Photo by Brooke Cagle on Unsplash

Konu gerçekten vahim. Firmalar çalışan bulmakta zorlanıyor, mezunlar ise şikayet ediyor. İki taraf da haklı olabiliyor. Peki, bu iki saf dışında kalan, iş hayatına hazırlananlar ne yapıyor? Gerçekten çalışmak ve emek vermeye hazırlar mı? 4–5 yıl sonrasına yatırım yapıyorlar mı?

Konuya yazı serisi olarak yeni jenerasyon ve ebeveynler olmak üzere iki açıdan yaklaşacağım müsaadenizle, buyrun yaklaşalım:

Jenerasyon tarafından: Yaşanmış örneklerle başlayalım. Kanı kaynayan gencimiz üniversiteye gelmiş. Arkadaşlar, ortamları kurma derken farklı bakış açılarıyla da tanışmış, hayırlı olsun. Sonra demiş ki start-up veya kurumsal şirketlere girip tecrübe kazanmaya başlasam ne olur ? Bir deneyeyim demiş, başlamış başvurulara.

Hikaye güzel gidiyor. Hızlandıralım. İşe başladı, devam ediyor. Sonra gelip diyor ki, ya ben çok mutluyum, her şey çok iyi gidiyor ama arkadaşlarım ciddi bir şekilde benim motivasyonumu düşürüyor. Peki neden? “Hazırlıksın daha ne işin var işte?” diyorlar.

Benim ise, yorumum direkt şu: 4–5 yıl sonra onlar iş bulma telaşesinde Linkedin’de orada burada duyar kasmaya çalışırken, “Abiiii iş yok yaaa” diye sızlanırken, senin anlatacak birçok hikayen olacak. Sen, 4 yıldır iş hayatının tozunu yutmuş olacaksın. Belki kendi işini kuracaksın.

Photo by Christina @ wocintechchat.com on Unsplash

İki yeni mezunun mülakat sürecinde olduğunu varsayalım ki bu iki kişinin aynı mülakata girebileceğini bile düşünmüyorum ama hadi öyle diyelim. İş hayatının diliyle, 2 persona tanımlayalım.

Biri 4 yıldır çalışıyor, çabalıyor, emek veriyor. Birçok başarı ve başarısızlığa imza atmış, denemiş veya şahit olmuş. Kendini tanımış, ne istediğini ve daha da önemlisi ne istemediğini de biliyor. Çeşitli tabiri caizse “amele işleri” üstlenmiş, çekirdekten yetişmiş, bilmediğinde açmış araştırmış, okumuş, izlemiş. Denemiş, inisiyatif almış vesaire vesaire…

Diğeri ise arkadaşlarının motivasyonunu düşürmekle meşgul olmuş ve 4 koca sene sonunda elde var sıfır. Derse gitmiş, eve/yurda gelmiş. Konuş diyorsun iki kelam edemiyor. Hedefin ne diyorsun, hele bir başlayalım da diyor. Ne yapmak istiyorsun diye sorduğunuzda, ne iş olsa yaparım diyor. Bir dakika. Bu cümle tanıdık geliyor değil mi? Bir uzmanlığım yok, para verin gidip geleyim, e keyfime gelirse de gün içinde biraz çalışırımcılar değil miydi bunlar? Yani diyor ki sen beni işe al, o kumarı oyna, yatırım yap. Ha pardon, bir de X kadar maaş isterim. Niye? E kapı gibi diplomam var. :) Komik… sanırım bu konu hakkında sayfalarca yazarım ama konuyu toparlayayım.

Soru: Şirket kimi işe alır dersiniz?

Sözün özü, işsizlik var. Doğru. İş vermek isteyen işveren de var. Doğru. Yeni mezun, geçinmek istiyor, çalışmak istiyor, hakkı var. Kritik süreçlerden geçtiğimiz bu dönemde, bir gün sıranın kendisine geleceğini göremeyen veya görse de kalkıp şöyle bir silkelenmeye erinen, hala öğrenci olup değerlendireceği birçok zamanı olan arkadaşlar mırın kırın edip tembellik ediyorsa, emek vermeden yemek bekliyorsa, yani özetle kendine yatırım yapmıyorsa sizce burada bir problem yok mu?

Başlıktaki sorunun cevabını ise, dolaylı da olsa vermiş olduk :)

Ebeveyn tarafına bir sonraki yazımda değineceğim.

Sabırla okuyanlara teşekkürler, sağlıklı günler dilerim.

--

--